1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Dünya ülkelerinin giderek büyüyen temiz su sorununa dikkat çekmek, içilebilir su kaynaklarının korunması ve çoğaltılması konusunda somut adımların atılmasını için 22 Mart tarihini, Dünya Su Günü olarak ilan etti. Birleşmiş Milletler’in raporlarına göre yeryüzünde hala temiz içme suyundan mahrum milyonlarca insan yaşamaktadır. Açıklanan verilere göre 2070 yılına kadar dünyanın gelişmiş ülkelerinde de su kıtlığının hissedileceği anlaşılmaktadır. Ancak temiz su kaynakları sanayileşme, şehirleşme, nüfus artışı gibi nedenlerle yok olmaya devam ediyor. Yine BM verilerine göre dünyada 470 milyon insan su kıtlığı çeken bölgelerde yaşamakta olup bu sayının 2025’de 6 katına çıkması beklenmektedir. Her yıl 250 milyon insan sudan kaynaklanan salgın hastalıklara yakalanmakta ve yaklaşık 10 milyon kişi hayatını kaybetmektedir. Dünyada hergün yüzlerce çocuğun öldüğü temiz su sorunu gün geçtikçe büyümektedir. Az gelişmiş ülkelerde bir kişinin günlük su ihtiyacı 10 litre olarak tesbit edilmiştir. Afrika ve Asya'da bir kadın günde ortalama 6 km yol katederek evine 20 litre su taşımaktadır. Temiz su ihtiyacının yanında, şehirleşmenin artması ile atık su sorunu da dikkat çekmektedir. Su ile ilgili gerçeklere baktığımızda ülkemizdeki 3200 belediyenin 50 tanesi kanalizasyon sularını arıtmaktadır. Başka bir deyişle nüfusumuzun yaklaşık 50 milyonuna ait kanalizasyon suları doğrudan nehirlere, dolayısı ile göl ve denizlere akmaktadır. Dünyadaki temiz içme suyu sorunu ve dolayısı ile atık su sorununa dikkat çekmek amacı ile her üç yılda bir toplanan ve 2009 yılında da İstanbul'da düzenlenen Dünya Su Konseyi su krizinin sosyal ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini vurgulamaktadır. Evimizde musluklarımızdan akan ve 1 saat bile kesilse tüm yaşamımızın kötü etkilendiği suyun yokluğunu düşünün. İşte günün birinde bütün bu sorunları yaşamamak için bugünden bu sorunun üzerine ciddiyetle eğilmemiz gerekmektedir.

TR
EN
E-BÜLTEN