22.05.2013 tarihinde Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının Türkiye Bankalar Birliği’ne bildirmesi ile başlayan 02.01.2013 tarihinden sonra GSM(Amerikan Tarım Bakanlığının tarımsal ürünlere organize ettiği krediler) kredisi vb. işlemlerde KKDF(Kaynak Kullanım Destekleme Fonu) kesintisi uygulanmaya başlandı.

24.12.2012 tarihli ve 2012/4116 sayılı kararnamenin eki kararının 11. Maddesiyle bankalar ve finansman şirketleri dışında Türkiye’ de yerleşik kişilerin yurtdışından sağladığı döviz ve altın kredilerinde KKDF oranı:

Ortalama vadesi 1 yıla kadar olanlarda %3

Ortalama vadesi 1 yıl ile 2 yıl arasında olanlarda %1

Ortalama vadesi 2 yıl ile 3 yıl arasında olanlarda %0,5

Ortalama vadesi 3 yıl ve üzerinde olanlarda %0

 olarak tespit edilmiştir.

GSM kredisi Kahramanmaraş’lı sanayiciler tarafından özellikle pamuk alımında yoğun olarak kullanılan bir hammadde finansman enstrümanıdır. Yüksek enerji fiyatlarının yanı sıra bu kararla hammadde  maliyetlerinin üzerine binen %1’lik ek maliyet bizleri üzmüştür. Maalesef ucuz hammadde finansmanı da bu kararla ortadan kaldırılmıştır. Sanayimizin rekabetçi yapısını korumaya tüm kesimlerin  özen göstermesi milli bir zorunluluktur.

Bu arada SGK işveren payındaki 6 puanlık teşvik, Kahramanmaraş’lı sanayici ve işadamlarına moral oldu. Teşvik için başta Sayın Başbakanımız olmak üzere Bakanlar Kurulumuza ve tüm emeği geçenlere Kahramanmaraş  Sanayici ve İşadamları Derneği adına tekrar teşekkür ederim. 

Türkiye’nin haziran ayındaki ihracatı %6 azaldı. 2012 Haziranında bir yıl önceye göre %16,9 artmıştı.

Ocak-Haziran döneminde 6 ayda ihracat artışı sadece yüzde 1,3 oranında. 2012’nin aynı dönemi artış yüzde 13,3’idi. Kısacası ihracatta duraklama var.

İthalatta da yavaşlama var ama ihracat kadar değil. 2012 yılının ilk 6 ayında 42,7 milyar olan dış ticaret açığı 2013 yılında yüzde 17,4 artış ile 50,6 milyara yükseldi.

Dış ticaret ve cari açığın büyümesi, döviz sıkışıklığına yol açacak ve döviz fiyatlarını yukarı doğru zorlayacak.

İhracatta ana pazarımız Avrupa ülkeleri yüzde 50, Afrika’nın payı yüzde 10, Amerika ülkelerinin yüzde 7, Yakın Doğu ülkelerinin ise yüzde 25.

Türkiye’nin ekonomideki performansı da, finansal piyasaların seyri de, dışarıdan gelen paraya ve sermaye hareketlerine sıkı sıkıya bağlı. Mayıs ayından itibaren Türkiye’den sermaye çıkışı gerçekleştiğini ve bunun da finansal piyasaları güçlü bir şekilde etkilediğini izledik.

22 Mayıs’ta FED’in Parasal genişlemeyi kısıtlayıcı adımlar atabileceğine dair açıklamalarından sonra ülkemizde faiz 3,5 puan yükseldi. Bundan sonraki açıklamalar 17-18 Eylül’de. Amerikan ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 1.7 büyüdü, beklenti yüzde 1 civarındaydı. Eğer Amerikan ekonomisi bu tempoyu sürdürmeye devam ederse,  parasal genişlemelerde kısıtlamaya gideceklerini bu tarihte açıklayacaklar. Bu açıdan bakınca Amerika’da işlerin düzelmesi, küresel piyasalarla birlikte Türkiye’yi de belli bir süre olumsuz etkiler. Özellikle yüksek cari açık ve dışarıdan fonlama ihtiyacı nedeni ile.

Bu gelişmeler bize önümüzdeki günler için üretim tempomuzun düşeceğini işaret etmektedir.

ALİ ARPASATAN

KAHRAMANMARAŞ SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ BAŞKANI

TR
EN
E-BÜLTEN